Hususiyet | Yanıt |
---|---|
Astronomi | Gök cisimleri ve olaylarının incelenmesi |
Kozmoloji | Evrenin bir tüm olarak incelenmesi |
Bulgu | Yeni bölgelere yolculuk etme eylemi |
Feza | Dünya atmosferinin ötesindeki bölge |
Kainat | Bütün feza ve dönemin toplamı |
II. Kozmoloji
Kozmolojinin zamanı, insanların evreni iyi mi anladığının incelenmesidir. Kökleri binlerce sene öncesine dayanan geniş ve karmaşa bir alandır. Bu kısımda, kozmolojinin antik Yunanlılardan günümüze tarihini inceleyeceğiz.
Antik Yunanlıların kozmolojik fikirlerine bakarak başlayacağız. Yunanlılar evrenin dizgesel bir çalışmasını geliştiren ilk kişilerdi ve fikirleri sonraki düşünürler üstünde derin bir tesir bıraktı.
Hemen sonra, kozmolojik düşüncenin dini inançlar tarafınca yönetildiği Orta Yüzyıl’a geçeceğiz. Kilise, Dünya’nın evrenin merkezi bulunduğunu ve Allah tarafınca yaratıldığını öğretiyordu.
Rönesans, Yunan felsefesine olan ilginin tekrar canlanmasına şahit oldu ve bu, evrenin yeni bir halde anlaşılmasına yol açtı. Nicolaus Copernicus, Dünya’nın Güneş çevresinde döndüğünü öne sürdü ve bu, kozmolojik düşüncede büyük bir atılımdı.
Ilmi Inkilap evrene ilişik anlayışımızı daha da ilerletti. Galileo Galilei Ay ve gezegenler ile alakalı mühim gözlemler yapmış oldu ve Johannes Kepler gezegensel hareket yasalarını geliştirdi.
Isaac Newton hareket ve yerçekimi yasalarını birleştirdi ve emek harcamaları çağdaş kozmolojinin temellerini attı. Albert Einstein, bugüne kadarki en başarıya ulaşmış yerçekimi teorisi olan genel görelilik teorisini geliştirdi.
20. yüzyılda gökbilimciler evreni anlamamızı ilerleten bir takım mühim keşifte bulundular. Edwin Hubble evrenin genişlediğini keşfetti ve George Gamow Büyük Patlama teorisini önerdi.
Günümüzde kozmoloji gelişen bir inceleme alanıdır ve bilim adamları kainat ile alakalı devamlı olarak yeni şeyler öğrenmektedir. James Webb Feza Teleskobu ve öteki yeni gözlemevlerinin fırlatılmasıyla beraber artık kozmolojinin yeni bir dönemine giriyoruz. Bu teleskoplar evreni benzeri görülmemiş bir ayrıntıyla incelememizi sağlayacak ve gelecek yıllarda birçok yeni bulgu yapmayı bekleyebiliriz.
III. Büyük Patlama Teorisi
Büyük Patlama teorisi, evrenin iyi mi başladığına dair kabul edilen ilmi teoridir. Evrenin ortalama 13,8 milyar sene ilkin, oldukça sıcak ve yoğun bir durumun hızla genişleyip soğuyarak bugün bildiğimiz evreni oluşturduğunu belirtir.
Büyük Patlama teorisi, evrenin genişlediği, kozmik mikrodalga arka plan radyasyonu ve hafifçe elementlerin bolluğu benzer biçimde bir takım gözleme dayanmaktadır.
Büyük Patlama teorisi pek oldukça gözlemi açıklamada oldukca başarıya ulaşmış olsa da, Büyük Patlama’ya neyin sebep olduğu ve ondan ilkin ne olduğu benzer biçimde hâlâ cevaplanmamış birtakım sorular var.
Büyük Patlama teorisi hala geliştirilmekte ve iyileştirilmektedir ve yeni gözlemlerin evrene dair anlayışımızı zorlamaya ve geliştirmeye devam etmesi muhtemeldir.
IV. Esneyen Kainat
Esneyen kainat, kozmolojideki en mühim ve temel keşiflerden biridir. ilk başlarda 1920’lerde Edwin Hubble tarafınca önerildi ve o zamandan beri oldukça muhtelif gözlemlerle doğrulandı. Esneyen kainat, evrenin ortalama 13,8 milyar sene ilkin sıcak ve yoğun bir durumda başladığını belirten Büyük Patlama teorisinin direkt bir sonucudur. Kainat genişledikçe soğudu ve madde bir araya gelmiş olarak yıldızları ve galaksileri meydana getirmeye başladı. Evrenin genişlemesi bugün hala devam ediyor ve hızlanıyor.
Evrenin genişlemesinin bir takım mühim kararı vardır. Birincisi, evrenin sabit olmadığı anlama gelir. Devamlı olarak değişmiş olur ve evrimleşir. İkincisi, evrenin genişlemesi galaksilerin birbirlerinden uzaklaştığı anlama gelir. Gece gökyüzünün karanlık olmasının sebebi budur. Uzak galaksilerden gelen fer hemen hemen bizlere ulaşmamıştır. Üçüncüsü, evrenin genişlemesi evrenin daha azca yoğun hale gelmesine niçin olmaktadır. Kainat genişledikçe galaksiler daha çok yayılmış hale gelir.
Evrenin genişlemesi büyüleyici ve karmaşa bir olgudur. Hala tam olarak anlaşılamamıştır, sadece evrenin zamanı ve evrimi ile alakalı haiz olduğumuz en mühim ipuçlarından biridir.
V. Karanlık Madde ve Karanlık Enerji
Karanlık madde ve karanlık enerji, kozmolojinin en esrarlı ve büyüleyici yönlerinden ikisidir. Karanlık madde, ışıkla ya da öteki elektromanyetik ışınım formlarıyla etkileşime girmeyen bir madde türüdür ve bu da onu tespit etmeyi son aşama zorlaştırır. Karanlık enerji, evrenin genişlemesinin hızlanmasına yol açan bir enerji türüdür.
Karanlık madde ve karanlık enerjinin varlığı, evrenin yalnızca görünür madde mevcut olsaydı olması gerektiği benzer biçimde davranmayacağı gerçeğinden çıkarılmaktadır. Sözgelişi, galaksilerin dönüş eğrileri, görünür yıldızlar ve gaz tarafınca açıklanabilecek olandan daha çok kütlenin mevcut bulunduğunu göstermektedir. Benzer biçimde, evrenin genişlemesi hızlanmaktadır ve bu da hemen hemen anlaşılmamış yeni bir enerji biçimini gerektirmektedir.
Karanlık madde ve karanlık enerji, kozmolojide mühim inceleme alanlarıdır. Bu iki olgunun keşfi, kainat ve evrimi ile alakalı yeni bir anlayışa yol açmıştır. Karanlık madde ve karanlık enerji üstüne daha çok inceleme, evrenin doğasını ve geleceğini daha iyi anlamamıza destek olacaktır.
VI. Çoklu Kainat
Çoklu kainat, her biri kendi fizyolojik yasaları ve sabitleri kümesine haiz birden fazla evrenin varsayımsal varlığıdır. Çoklu kainat terimi bilimkurgu türünün temel bir parçasıdır, sadece fizikçiler tarafınca kendi evrenimizin birtakım ilginç özelliklerini açıklamanın bir yolu olarak da önerilmiştir.
Çoklu kainat hipotezinin temel motivasyonlarından biri, fizik yasalarının hayatın varlığı için ince ayarlanmış benzer biçimde görünmesidir. Sözgelişi, kainat yıldızların oluşmasına izin verecek kadar doğru boyuttadır ve fizik yasaları karmaşa hayatın evrimine izin verecek kadar doğru yoldur. Fizik yasaları değişik olsaydı, bildiğimiz şekliyle hayat olası olmazdı.
Çoklu kainat hipotezi, her biri değişik fizik yasalarına haiz birçok başka evrenin var bulunduğunu öne süre gelir. Bu evrenlerden bazılarında, fizik yasaları hayatın olası olmadığı biçimde olabilir. Sadece öteki evrenlerde, fizik yasaları hayatın yaygın olduğu biçimde olabilir.
Çoklu kainat hipotezi hâlâ oldukca spekülatif, sadece evrenimizin birtakım gizemlerini açıklamaya destek olabilecek entresan bir düşünce.
VII. Kozmolojinin Geleceği
Kozmolojinin geleceği, yapılmayı bekleyen birçok potansiyel keşifle beraber geniş ve coşku verici bir alandır. Gelecek yıllarda öğrenebileceğimiz birkaç şey şunlardır:
- Karanlık madde ve karanlık enerjinin doğası ile alakalı daha çok şey öğreneceğiz.
- Evrenin zamanı ve iyi mi var olduğu ile alakalı daha çok şey öğreneceğiz.
- Öteki gezegenlerde hayat olasılığı ile alakalı daha çok şey öğreneceğiz.
- Fizik yasalarını ve bunların evreni iyi mi yönettiğini daha çok öğreneceğiz.
Bunlar gelecek yıllarda kozmoloji ile alakalı öğrenebileceğimiz birçok şeyden bir tek birkaçı. Teknolojimiz geliştikçe ve daha çok feza rolü başlattıkça, kainat hakkında bilgimizin sınırlarını zorlamaya devam edeceğiz.
Kozmoloji ve Din
Kozmoloji, evrenin kökeni, evrimi ve yapısının incelenmesidir. Din, doğaüstü, mukaddes ya da tanrısal olanla alakalı itikat ve uygulamalar sistemidir ve çoğu zaman yakarma ya da öteki bağlılık biçimlerini ihtiva eder. Kozmoloji ve din arasındaki ilişki yüzyıllardır tartışılan bir mevzu olmuştur. Birtakım insanoğlu kozmoloji ve dinin ahenksiz olduğuna inanırken, ötekiler tamamlayıcı olabileceğine inanır.
Kozmoloji ve dinin kesiştiği birçok yol vardır. Bunlardan biri yaratıcı bir allah kavramıdır. Birçok din, evreni yaratan bir tanrıya ya da tanrılara inanır. Kozmoloji, bu yaratılışın iyi mi gerçekleşmiş olabileceğine dair içgörüler sağlayabilir. Sözgelişi, Büyük Patlama teorisi, evrenin zaman içinde esneyen ve soğuyan sıcak, yoğun bir durumda başladığını öne süre gelir. Bu kuram, evreni harekete geçiren bir yaratıcı allah fikriyle tutarlıdır.
Kozmoloji ve dinin kesiştiği bir öteki yol da daha yüksek bir güç kavramıdır. Birtakım dinler evrenin haricinde mevcud daha yüksek bir güce inanır. Kozmoloji bu daha yüksek gücün doğasına dair içgörüler sağlayabilir. Sözgelişi, çoklu kainat teorisi, bizimkinin ötesinde birden fazla kainat olabileceğini öne süre gelir. Bu kuram, birden fazla kainat yaratan daha yüksek bir güç fikriyle tutarlıdır.
En son, kozmoloji ve din, nihai bir hüküm terimi vasıtasıyla kesişebilir. Birtakım dinler, insanların eylemleri için yargılanacağı ve buna gore ödüllendirileceği ya da cezalandırılacağı dönemin sonucunda nihai bir hüküm olacağına inanır. Kozmoloji, ölümden sonrasında ne olabileceğine dair içgörüler sağlayabilir. Sözgelişi, Büyük Bozgun teorisi, evrenin sonucunda kendi içerisine çökeceğini öne süre gelir. Bu kuram, bütün yaratılışın yok edileceği nihai bir hüküm fikriyle tutarlıdır.
Kozmoloji ve din arasındaki ilişki karmaşa ve oldukça yönlüdür. Ahenkli olup olmadıkları sorusuna tek bir yanıt yoktur. Sadece, bu iki alan arasındaki kesişimleri keşfederek hem kozmoloji aynı zamanda din ile alakalı daha derin bir seka kazanabiliriz.
IX. Kozmoloji ve Felsefe
Kozmoloji, evrenin bir tüm olarak incelenmesidir. Evrenin kökeni, evrimi ve yapısıyla ilgilenen bir fizik dalıdır. Felsefe, gerçekliğin temel doğasının incelenmesidir. Çevremizdeki dünyayı anlamaya çalışan bir informasyon dalıdır.
Kozmoloji ve felsefenin uzun bir etkileşim geçmişi vardır. Antik dünyada, Platon ve Aristoteles benzer biçimde filozoflar, felsefi inançlarına dayanan kozmolojik teoriler geliştirdiler. Çağıl dünyada, Albert Einstein ve Stephen Hawking benzer biçimde fizikçiler, derin felsefi çıkarımları olan kozmolojik teoriler geliştirmek için fizik anlayışlarını kullandılar.
Günümüzde kozmoloji ve felsefe sıkı sıkıya iç içe olmaya devam ediyor. Kozmologlar teorilerini desteklemek için felsefi argümanlar kullanıyor ve filozoflar felsefi inançlarını desteklemek için kozmolojik teoriler kullanıyor. Kozmoloji ve felsefe arasındaki ilişki karmaşıktır, sadece hem evreni aynı zamanda içerisindeki yerimizi kestirmek için vazgeçilmez bir ilişkidir.
S: Kozmoloji nelerdir?
A: Kozmoloji, evrenin bir tüm olarak incelenmesidir. Evrenin şu anki durumuna neden olan bütün fizyolojik süreçleri ve evrenin gelecekteki evrimini kapsar.
S: Kozmolojinin temel teorileri nedir?
A: Kozmolojinin başlıca teorileri Büyük Patlama teorisi, Durağan(durgun) Konum teorisi ve Çoklu Kainat teorisidir. Büyük Patlama teorisi, kozmolojinin en yaygın kabul bulan teorisidir ve evrenin ortalama 13,8 milyar sene ilkin sıcak ve yoğun bir durumda başladığını belirtir. Durağan(durgun) Konum teorisi, evrenin daima var bulunduğunu ve zaman içinde değişmediğini belirtir. Çoklu Kainat teorisi, her biri kendi fizik yasalarına haiz birçok değişik kainat bulunduğunu belirtir.
S: Kozmolojinin sınırları nedir?
A: Kozmolojinin sınırları karanlık madde, karanlık enerji ve çoklu evrenin incelenmesini ihtiva eder. Karanlık madde, ışıkla etkileşime girmeyen esrarlı bir madde biçimidir ve evrenin kütle-enerjisinin ortalama %27’tepsi oluşturduğu düşünülmektedir. Karanlık enerji, evrenin genişlemesinin hızlanmasına yol açan esrarlı bir kuvvettir ve evrenin kütle-enerjisinin ortalama %68’ini oluşturduğu düşünülmektedir. Çoklu kainat teorisi, evrenin hayatın var olması için niçin bu kadar ince ayarlı olduğu problemi olan ince ayar sorununa tavsiye edilen bir çözümdür. Çoklu kainat teorisi, her biri kendi fizik yasalarına haiz birçok değişik kainat bulunduğunu ve hayatın var olması için tam olarak müsait olan bu evrenlerden birinde yaşadığımızı belirtir.
0 Yorum