Bu kitap, antik kültürlerde müzik ve sanat arasındaki ilişkiyi araştırıyor. Yazar, en eski mağara resimlerinden antik dünyanın büyük anıtlarına kadar müzik temalarının görsel sanatlarda iyi mi anlatım edildiğini inceliyor.
Kitap iki parçaya ayrılmıştır. İlk bölüm antik sanatta müzik tarihinin genel bir görünümünü sunar. İkinci bölüm Mısır sanatında, Yunan sanatında ve Roma sanatında müziğin tasviri şeklinde muayyen müzik temalarını detaylı bir şekilde inceler.
Kitap, fotoğraflar, çizimler ve resimler de dahil olmak suretiyle oldukça sayıda görselle desteklenmiştir. Müzik ve sanat tarihiyle ilgilenen hepimiz için kıymetli bir kaynaktır.
Bölüm 1:
Kitabın ilk kısmı antik sanatta müzik tarihinin genel bir görünümünü sunuyor. Yazar, Neolitik döneme kadar uzanan sanattaki müziğin en erken kanıtlarını tartışıyor. Yazar ek olarak müziğin dini törenlerde, siyasal ritüellerde ve toplumsal vakalarda iyi mi kullanıldığını da inceliyor.
Bölüm 2: Antik Sanat Formlarında Müzikal Temalar
Kitabın ikinci kısmı antik sanattaki muayyen müzik temalarını inceliyor. Yazar, Mısır sanatında, Yunan sanatında ve Roma sanatında müziğin tasvirini tartışıyor. Yazar ek olarak müziğin aşk, sevinç, keder ve hiddet şeklinde duyguları anlatım etmek için iyi mi kullanıldığını da inceliyor.
Bölüm 3: Taş Serenatları: Willendorf Venüsü
Kitabın üçüncü kısmı, malum en eski sanat eserlerinden önde gelen minik bir heykelcik olan Willendorf Venüsü’ne odaklanıyor. Yazar, Willendorf Venüsü’nün önemini ve aşk ve doğurganlık şeklinde müziksel temalarla iyi mi ilişkili bulunduğunu tartışıyor.
Bölüm 4: Taş Serenatları: Terra Cotta Ordusu
Kitabın dördüncü kısmı, Çin’in ilk imparatoruyla beraber gömülen pişmiş toprak heykellerden oluşan bir koleksiyon olan Terra Cotta Ordusu’nu inceliyor. Yazar, Terra Cotta Ordusu’nun önemini ve bunun güç ve ölümsüzlük şeklinde müziksel temalarla iyi mi ilişkili bulunduğunu tartışıyor.
Bölüm 5: Taş Serenatları: Giza’nın Büyük Sfenksi
Kitabın beşinci kısmı, dünyanın en ikonik anıtlarından önde gelen Giza’daki Büyük Sfenks’e odaklanıyor. Yazar, Büyük Sfenks’in önemini ve gizem ve huşu şeklinde müzikal temalarla iyi mi ilişkili bulunduğunu tartışıyor.
Bölüm 6: Taş Serenatları: Parthenon
Kitabın altıncı kısmı, Yunanistan’ın Atina kentindeki tanrıça Athena’ya adanmış bir mabet olan Parthenon’u inceliyor. Yazar, Parthenon’un önemini ve güzellik ve uyumun müzikal temalarıyla iyi mi ilişkili bulunduğunu tartışıyor.
Bölüm 7: Taş Serenatları: Kolezyum
Kitabın yedinci kısmı İtalya’nın Roma kentindeki bir amfitiyatro olan Kolezyum’a odaklanıyor. Yazar, Kolezyum’un önemini ve sertlik ve ölüm müzikal temalarıyla iyi mi ilişkili bulunduğunu tartışıyor.
Bölüm 8: Taş Serenatları: Tac Mahal
Kitabın sekizinci kısmı Hindistan’ın Agra kentindeki bir türbe olan Tac Mahal’i inceliyor. Yazar Tac Mahal’in önemini ve aşk ve yitik şeklinde müzikal temalarla iyi mi ilişkili bulunduğunu tartışıyor.
Bölüm 9: Taş Serenatları: Machu Picchu
Kitabın dokuzuncu kısmı, İnka İmparatorluğu tarafınca inşa edilen Peru’daki bir kent olan Machu Picchu’ya odaklanıyor. Yazar, Machu Picchu’nun önemini ve sulh ve dinginliğin müzikal temalarıyla iyi mi ilişkili bulunduğunu tartışıyor.
Bölüm 10: Sual ve Yanıt
Kitabın onuncu kısmı kitap hakkındaki sıkça sorulan soruları yanıtlıyor. Yazar, kitabı yazmak için kullanılan inceleme yöntemlerini, sanatta müzik hakkındaki yazmanın zorluklarını ve sanatta müziğin geleceğini tartışıyor.
Antik Sanat Biçimleri | Müzikal Temalar |
---|---|
Willendorf Venüsü | Tabiatın sesleri |
Terra Cotta Ordusu | Harp sesleri |
Giza’nın Büyük Sfenksi | Çölün sesleri |
Parthenon Tapınağı | İbadet sesleri |
Kolezyum | Kalabalığın sesleri |
II. Antik Sanat Formlarında Müzikal Temalar
Antik sanat formlarındaki müzik temaları büyüleyici bir emek verme mevzusudur. En eski mağara resimlerinden klasik dünyanın olağanüstü heykellerine kadar müzik, insan kültüründe mühim bir rol oynamıştır.
Bu kısımda, müziğin antik sanat formlarında kullanılma biçimlerini ve bu temaların onları yaratan kültürleri anlamamıza iyi mi destek olabileceğini inceleyeceğiz.
Müziğin en eski insan toplumlarındaki rolüne bakarak başlayacağız. İlk insanoğlu kompleks toplumlar meydana getirmeye başladıkça, müzik haberleşme kurmanın ve duyguları anlatım etmenin mühim bir yolu halini aldı.
Aşağıdaki bölümlerde Orta Şark, Afrika, Asya ve Avrupa’yı kapsayan dünyanın dört bir tarafındaki antik sanat formlarındaki müzik temalarını inceleyeceğiz.
Müziğin hikayeleri bahsetmek, dini bayramları kutlamak ve insanların hayatlarındaki mühim vakaları işaretlemek için iyi mi kullanıldığını göreceğiz.
Ek olarak müziğin siyasal gücü anlatım etmek ve bir camia duygusu yaratmak için iyi mi kullanıldığını da inceleyeceğiz.
Bu bölümün sonucunda, müziğin antik sanat formlarındaki görevi ve bu temaların onları yaratan kültürleri anlamamıza iyi mi destek olabileceği hikayesinde daha derin bir anlayışa haiz olacaksınız.
III. Taş Serenatları: Willendorf Venüsü
Willendorf Venüsü, 1908’de Avusturya’nın Willendorf kentinde keşfedilen minik, paleolitik bir karı heykelidir. Tarih öncesi sanatın en meşhur örneklerinden biridir ve ortalama 25.000 sene ilkin yaratıldığı düşünülmektedir. Heykel kireç taşından yapılmıştır ve yalnız 4,4 inç boyundadır. Soluk kesen iyi korunmuştur ve abartılı göğüsleri, kalçaları ve poposu olan bir hanımı göstermektedir. Willendorf Venüsü çoğu zaman bir doğurganlık tanrıçası olarak yorumlanır ve dini ritüellerde kullanıldığı düşünülmektedir.
IV. Taş Serenatları: Terra Cotta Ordusu
Terra Cotta Ordusu, Çin’in ilk imparatoru Qin Shi Huang ile beraber Xi’an civarlarındaki türbesinde gömülü olan Qin hanedanlığının (MÖ 221-206) antik bir pişmiş toprak ordusudur. 8.000’den fazla asker, 1 harp otomobili ve 520 at ile dünyanın en büyük antik askeri topluluğudur. Figürler reel boyutlardadır ve başlarda parlak renklerle boyanmıştır. Pişmiş kilden yapılmışlardır ve çoğunluğu ayaktadır. Figürlerden bazıları mızrak, kılıç yahut teberlerle silahlanmışken, ötekiler kalkan yahut davul tutmaktadır. Figürler, piyade önde ve süvari arkada olacak halde harp düzeninde düzenlenmiştir. Terra Cotta Ordusu, antik Çin’in askeri ve sanatla alakalı başarılarına bir bakış elde eden benzersiz ve kıymetli bir zamanı eserdir.
V. Taş Serenatları: Giza’nın Büyük Sfenksi
Giza’nın Büyük Sfenksi, Mısır’ın Kahire şehrinin eteklerindeki Giza Platosu’nda bulunan, insan başlı uzanmış bir aslanın anıtsal heykelidir. Mısır’daki malum en eski anıtsal heykeldir ve antik Mısır sanatının en meşhur eserlerinden biridir. Sfenksin, Firavun Khafre’nin (MÖ 2558-2532 civarı) döneminde piramit kompleksinin girişinin koruyucusu olarak inşa edildiğine inanılmaktadır.
Sfenks tek bir kireç taşı bloğundan oyulmuştur ve 2 fit (73 m) boyunda, 66 fit (20 m) kalınlığında ve fit (14 m) yüksekliğindedir. Sfenks’in yüzünün Khafre’nin bir portresi olduğuna inanılmaktadır, sadece bu emin olarak kanıtlanmamıştır. Sfenks yüzyıllar süresince ağır hasar görmüş ve özgün görünümünün bir çok kaybolmuştur.
Sfenks yüzyıllardır hayranlık uyandıran bir kaynak olmuştur ve birçok sanat eserinde, edebiyatta ve filmimizde yer almaktadır. Ek olarak popüler bir gezinsel yerdir ve her sene milyonlarca insan Sfenks’i ziyaret eder.
II. Antik Sanat Formlarında Müzikal Temalar
“Stone Serenatları: Antik Sanat Formlarında Müzikal Temalar” isimli kitap, antik sanat formlarında müziğin kullanımını araştırıyor. Yazar, müziğin dini inançları iletmek, hikayeler bahsetmek ve mühim vakaları kutlamak için iyi mi kullanıldığını tartışıyor. Kitapta ek olarak, antik ritüellerde ve törenlerde müziğin rolüne dair bir münakaşa da içeriyor.
VII. Taş Serenatları: Kolezyum
Kolezyum, İtalya’nın Roma şehrinin merkezinde bulunan oval bir amfitiyatrodur. Beton ve taştan inşa edilmiş olup, şimdiye kadar inşa edilmiş en büyük amfitiyatrodur. Kolezyum, gladyatör dövüşleri ve feyk deniz savaşları, hayvan avları, infazlar ve dramalar şeklinde halka aleni gösteriler için kullanılırdı. Kolezyum’un 80.000 izleyiciye kadar kapasiteye haiz olduğu tahmin edilmektedir.
Kolezyum, MS 72 ile MS 80 yılları aralığında, Roma imparatoru Vespasian döneminde inşa edildi. MS 80 senesinde oğlu Titus tarafınca tamamlandı. Kolezyum, MS 5. yüzyılın başlarına kadar gladyatör dövüşleri için kullanıldı ve ondan sonra terk edildi. Orta Asır’da Kolezyum taş ocağı olarak kullanıldı ve taşlarının bir çok başka binalarda yine kullanıldı.
18. yüzyılda Kolezyum yine ortaya çıkarıldı ve restore edilmeye başlandı. Günümüzde Kolezyum, Roma’nın en popüler gezinsel yerlerinden biridir. Roma İmparatorluğu’nun gücünün ve ihtişamının bir simgesidir ve bir zamanlar orada düzenlenen yırtıcı gösterilerin bir hatırlatıcısıdır.
Taş Serenatları: Tac Mahal
Tac Mahal, 1632 ile 1653 yılları aralığında Hindistan’ın Agra kentinde inşa edilmiş bir türbedir. Babür mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir ve UNESCO Dünya Mirası Alanıdır. Türbe, Babür imparatoru Şah Cihan tarafınca üçüncü eşi Mumtaz Mahal anısına yaptırılmıştır.
Tac Mahal, her köşesinde dört minare bulunan beyaz mermer bir yapıdır. Ana kubbe 56 metre yüksekliğindedir ve bütün karmaşık ortalama 17 dönümlük bir alanı kaplar. Türbenin içi kompleks oymalar ve kakma taşlarla dekore edilmiştir.
Tac Mahal popüler bir gezinsel yerdir ve her sene milyonlarca birey tarafınca ziyaret edilir. Ek olarak dünyanın en ikonik yerlerinden biridir ve çoğunlukla filmlerde ve tv şovlarında yer alır.
Tac Mahal, Şah Cihan’ın karısına olan sevgisinin bir kanıtıdır ve Babür mimarisinin güzel bir örneğidir. Hindistan’ı ziyaret eden hepimiz için kesinlikle görülmesi ihtiyaç duyulan bir yerdir.
IX. Taş Serenatları: Machu Picchu
Machu Picchu, Peru’nun And Dağları’nda bulunan antik bir şehirdir. 15. yüzyılda İnka İmparatorluğu tarafınca inşa edilmiş ve 16. yüzyılda İspanyolların Peru’yu fethinden kısa bir müddet sonra terk edilmiştir. Machu Picchu, dünyanın en mühim arkeolojik alanlarından biri olarak kabul edilir ve UNESCO Dünya Mirası Alanıdır.
Kent deniz seviyesinden 2,4 metre (7,9 fit) yükseklikte yer alır ve ortalama 5 kilometrekarelik (1,9 mil kare) bir alanı kaplar. Kanallar ve su kemerlerinden oluşan kompleks bir sistemle sulanan bir takım teras üstüne inşa edilmiştir. Kent ek olarak ziraat terasları ve tarlalarla çevrilidir.
Machu Picchu’daki binalar taştan yapılmıştır ve çoğu zaman iki yahut üç katlıdır. Şehrin en mühim yapıları Güneş Tapınağı, Ay Tapınağı ve Intihuatana Taşı’dır. Güneş Tapınağı, şehrin en yüksek noktasında bulunan büyük, dikdörtgen bir yapıdır. Ay Tapınağı, dağın alt yamaçlarında bulunan daha minik, dairesel bir yapıdır. Intihuatana Taşı, şehrin merkezinde bulunan büyük, oyulmuş bir taştır. Güneş takvimi olarak kullanıldığına inanılmaktadır.
Machu Picchu popüler bir gezinsel yerdir ve her sene binlerce birey tarafınca ziyaret edilir. Şehre Cusco nahiyesinden dört günlük bir yürüyüşle yahut Cusco’dan Aguas Calientes’e giden bir trenle ulaşılabilir.
S: “Taş Serenatları: Antik Sanat Formlarında Müzikal Temalar” kitabı ne hakkındadır?
A: “Taş Serenatları: Antik Sanat Formlarında Müzikal Temalar” isimli kitap, müziğin dünyanın dört bir tarafındaki antik sanat formlarında iyi mi temsil edildiğini araştırıyor.
S: Kitapta tartışılan antik sanat formlarından bazıları nedir?
A: Kitapta heykel, fotoğraf ve mimari şeklinde dünyanın dört bir tarafındaki antik sanat formları ele alınıyor.
S: Kitapta hangi müzik temaları ele alınıyor?
A: Kitapta aşk, yitik, tabiat şeklinde muhtelif müzik temaları işleniyor.
0 Yorum